Eğitici Tolstoy Kitap İnceleme



Seminer çalışması. Meb 2017-18 seminer konuları. Eğitici Tolstoy kitabı Daniel Moulin.





Tolstoy adı ilk söylendiğinde “roman” akla gelse de Tolstoy aynı zamanda büyük bir eğitim düşünürüdür.  Bir çok yapıtında bunu görmek mümkündür.
Daniel Moulin, Tolstoy’un eğitimci yönü üzerine yoğun araştırmaları ve çalışmaları olan bir akademisyen. Tolstoy’un “eğitsel düşünce biçiminin kapsamlı bir açıklamasını yapmayı ve bunu, onun edebi ve diğer yazılarıyla ilişkilendirmeyi” hedefleyerek “Eğitici Tolstoy”  kitabıyla ortaya koymaya çalışmıştır. Daniel Moulin’in bu çalışması 2012 yılında Büyük Britanya Büyük Hibe Ödülü'ne layık görülmüştür.       Nisan 2018’de Hece Yayınları araştırma serisinden çıkan kitabın çevirisi Özlem Akçay’a ait.
      İlk Kitabı
      İlk kitap biyografi ile başlıyor. Moulin, Tolstoy’un çocukluğunda  yaşadığı eğitim ortamını Rusya eğitim sisteminin çıkmazları ile birlikte veriyor. Burada Tolstoy’ün en büyük özelliği sürekli sorgulayan biri olması olarak sunulmaktadır.
      Tolstoy’un ilk kitabı olan Çocukluk otobiyografik bir yapıya sahiptir. “Öğrenmenin duygusal bir deneyim olarak tasviri” ele alınmaktadır. Tolstoy’un öğrencilerle iyi, arkadaşça kurulan bir ilişkinin önemine olan inancı, ezberci eğitimin bayağılığı gibi konulara evrensel bir bakış açısı var kitapta. Bir ömre uygulanması gereken düstur da yine Tolstoy’dan geliyor: “Önemli hayat dersleri, okuldaki derslerin dışında öğrenilir. Çocuğun, yetişkinlerle ve diğer çocuklarla olan ilişkileri, oyun oynayışı ve doğadaki deneyimleri bilhassa kıymetlidir.”
    Tolstoy’ün eğitimle ilgili görüş ve düşünceleri sadece dönemi ile sınırlı olmayıp günümüze de ışık tutmaktadır.
    Yasyana Polyana’dan İlkelere
    Tolstoy; ilk önce kendi evinde, daha sonra projesi büyümeye başlayınca evinin yanındaki binalarda kurduğu okullar olan Yasyana Polyana’da öğretmenlik yapıyor. Bu okulun açılış gününü bir hikâye formatında tasvir ediyor yazar. Gözümüzün önünde canlanıyor o muhteşem sahne. Bahçeli bir ev, yirmi iki çiftçi çocuğu en güzel kıyafetleri ile okulun bahçesinde toplanıyor. Çocukların arasında dolaşıyor Tolstoy. Çocuklara okumayı isteyip istemediklerini sorarak dolaşan büyük yazar ve öğretmen Tolstoy. Ertesi gün ilk derse giriyor ve çocuklara Rus alfabesi çalıştırıyor.
     Tolstoy’un eğitime katkısı sadece kitap yazmak değildir. İdeallerini gerçekleştirmek istediği bir merkez kurmanın ardına düşüyor Tolstoy. Avrupa ülkelerine giderek oradaki eğitim sistemini araştırıyor. Birçoğunda da istediği idealleri bulamıyor. Kendi okulunda kendi sistemiyle öğrenci yetiştiriyor böylece.
Edindiği izlenimlerini ve düşüncelerini Yasyana Polyana dergisinde yazıyor. Moulin, kitabın ikinci bölümünde özellikle bu yazılara yoğunlaşıyor. Makalelerin Rusya’dan başlayan ve dünyaya yayılmasına arzulayan mesajlarına açıklık getiriyor. Tolstoy’un tedirginliğine de şahit oluyoruz bu yazılar aracılığı ile. Tolstoy’un derginin ilk sayısında yer alan yazısından bir alıntı: “Benim için yeni bir alana girerken, kendimden ve yıllarca üzerine çalıştığım ve doğru olduğunu kabul ettiğim düşüncelerden endişe ediyorum. Çoğunun yanlış çıkacağına peşinen kanaat getirdim.” Tolstoy’u böylesine karamsarlığa sürükleyen durumun özeti derginin son sayısında çıkıyor karşımıza: “Hiç kimseyi ikna etmeden bu alanda çok fazla şey söylemek çok kolay.”
     Ortaya konan düşüncelerin evrenselliği tartışılmaz. Bu düşüncelerin Tolstoy gibi bir edebiyat dahisi tarafından ifade edilmesi konuyu daha ilgi çekici hale getiriyor. Örneğin Tolstoy ne diyor 1800’lü yılların sonundan günümüze uzanan mesajında: “Çocuk, doğal bir şekilde öğrenmesi için kendi haline bırakılmalı. Bir çocuğun tecrübe ettiği istemler, o çocuğun gelişimi için gerekli olan şeyle örtüşür.
    Üniversite Sistemi Hakkında
     Üniversiteler hakkında da kendi yaşantısını ortaya koyarak tespitleri var Tolstoy’un. Önce Doğu dilleri ve hukuk okumak için üniversiteye giren Tolstoy, mezun olmadan ayrıldığı üniversitelerin durumunu öyle ifadelerle anlatır ki aradan geçen uzun yıllara rağmen birçok şeyin değişmediğini görmek ne hazin bir tablo.
    Bu tapınaktan biraz bilgi sahibi, faydalı insanlar olarak çıkacağımızı… farz etmeye hakkınız yok. Aslında bu üniversiteden ne alıp götürüyoruz, neye hazırlanıyoruz?” diye soruyor Tolstoy. Gerçekleştirilmek istenen özgür düşüncelerin üniversite hocaları tarafından engellenmesi sorunu, aslında sadece geçmiş dönemin gelenekçi kafası ile ilgili bir sorun değil. Tolstoy, Gençlik adlı eserinde üniversite eğitimi üzerinde duruyor. Sınav sisteminden başlayıp müfredatlara kadar uzanan bir çizgide yapıyor değerlendirmelerini.
    Kitabın 3. bölümü sonuç bağlamında. Tolstoy’un eğitsel düşüncesinin sonuçları anlatılıyor. Gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki burada ortaya konan düşünceleri okullarımızda toplu olarak olmasa da bireysel olarak bile uygulamaya çalışsak birçok yanlışın önüne geçmiş oluruz.
    Tolstoy’un eğitsel düşüncesinin temelini oluşturan iki kavramı akıllardan çıkarmamak gerek: “Ne öğreteceğimi nasıl bileceğim ve nasıl öğreteceğim?” Eğitim camiasının içinde yer alan herkes bu sözü sürekli dillendirerek hayatına uygulamaya başlasa, sorun denen birçok çıkmazdan da kolaylıkla kurtulmuş olacağız. Ezberci eğitimi hem öğrenci için hem de öğretmen için bir çıkmaz olarak gören Tolstoy’un ne kadar haklı olduğunu yaşayarak görüyoruz.
    Her eğitimcinin ve her anne-babanın mutlaka okunacaklar listesine alması gereken bir kitap Eğitici Tolstoy. Roman ve hikâyeleri ile tanınan bir yazarın öğretmen yönüne hassas bir dokunuş olan bu kitapta ,Tolstoy’un öğretmenlik günleri için “Ne mutlu zamandı! O işi nasıl da seviyordum!” haykırışını bulacaksınız.
Özetle;




Neyi öğretmemiz gerektiğini nasıl biliyoruz? Ve bunu öğretmeye nasıl başlamalıyız? Eğitim hakkındaki bu aldatıcı basit sorular Tolstoy'u şaşırttı. Ünlü romanları Savaş ve Barışve Anna Karenina'yı yazmadan önce , Tolstoy, mülkünü denemek ve cevaplamak için deneysel bir okul açtı. Onun deneyimleri, onun yaşam boyu soruşturmasını din, edebiyat, sanat ve yaşamın kendisi ve anlamı anlamında kışkırtmıştı.

Bu metinde, Daniel Moulin, Tolstoy'un eğitim düşüncesinin seyrinin hikayesini ve Tolstoy'un kurgusu ve diğer yazıları ile olan ilişkisini anlatır. Çocuk ve ergen olma deneyimiyle başlar, Avrupa'daki seyahatlerini, deneysel okulu, edebiyatını ve sanat, felsefe ve maneviyat hakkındaki görüşlerini içerir. Tolstoy'un eğitim hakkındaki düşüncesinin önemi ve etkisi günümüz eğitim öğrencileri için uygulanabilir teoriye çevrilmiştir.

PAYLAŞ

0 Yorum

Yorum Gönder

Yayın üstü reklam

Yayın ortası reklam 1

Yayın ortası reklam 2

Yayın altı reklam