Atatürk Şiirleri
AKDENİZ KIYILARINDA
Yaslı gittim, şen geldim,
Aç koynunu ben geldim,
Bana bir yudum su ver,
Çok uzak yoldan geldim.
Korkma, açıl! Şen yurdum,
Dağlara ordu kurdum;
Açık denizlerine,
Süngümle kilit vurdum.
Rüzgârlardan atım var,
Şimşekten kanadım var,
Göğsümde al yapılı,
Gazilik beratım var.
Rüzgâr bana at oldu,
Şimşekler kanat oldu,
Eğilin gökler dedim,
Bulutlar kat kat oldu.
Irmaklar gibi taştım,
Yalçın kayalar aştım,
Hakk'a şükürler olsun,
Geldim sana ulaştım.
Varsın, yansın ocağım,
Kurtuldu al sancağım,
Bayrağımın altında,
Ben hür yaşayacağım.
Deniz, deniz, Akdeniz!
Suları berrak deniz,
Karşıda yâr ağlıyor,
Gideyim, bırak deniz!
Açıldı Kale yolu,
Göründü Gelibolu,
Bırak beni gideyim,
Orası yârla dolu.
Yürü ey şanlı Gazi!
Kılıcı kanlı Gazi!
Meriç seni bekliyor,
Büyük ünvanlı Gazi!
Samih RİFAT
MUSTAFA KEMAL PAŞA
I
Sancaklar dalgalandı alevler ortasında
Göğe vurmuş ay-yıldızı
Bir güneş doğdu balam Afyon ufuklarından
Mustafa Kemal’in yüzü
Tutmuş da vatanın coşkun havalarını
Gürler destan destan “Zaferin teranesi”
Milyonlarca kalbin cesur vuruşunda müşterek
Mustafa Kemal’in sesi
II
Ve bir gümüş ay yükseldi yangınlıklar üstüne
Kuru dallar çiçek verdi
Çıkıp Kocatepe’ye bozkurt misali
Kemal Paşa yol gösterdi.
Boz fırkalar uçar gibi geçti bozkırdan
Toz duman Eskişehir, Dumlupınar, “Saf yeri”
Katmıştı önüne düşmanı Allah Allah
Mustafa Kemal’in askeri
III
Ve nihayet 9 Eylül Kordonboyu alev alev
Haykırdı ufuklara karşı
Ardından milyonlar… Dimdikti Kemal Paşa
“Korkma sönmez bu şafaklar” diye başlayıp
“Hakkıdır milletimin istiklal” diye biten
Marşı…
Nurettin ÖZYÜREK
ATATÜRK’ÜN YOLUNDA
Şanlı asker Mustafa Kemal Paşa
Ne söylersem her öVgüden üstün varlığın.
Yangınlar sardığı gün baştan başa
Bu ülkeyi, sen kurtardın.
Sen kara bahtını ulusun
Sürdün aydınlığı çıkardın.
Yenilgiden, kölelikten, ölümden kurtuluşun
Sevincini tattırdın.
Sonra bütün düşmanlara karşı
İnandığı, güvendiği, övündüğü insanlığın
Uygarlığa, onura, barışa inançlı
Yeni bir devlet yarattın.
Bağlıyız sana büyük Atatürk
Dün nasılsa bugün ve yarın.
Genç, yaşlı, kız, erkek, çocuk
Kıvancını duyarız yolunda olmanın.
Sen yurt kurtarıcı, devlet kurucu
Bayrağı özgürlüğün, barışın, uygarlığın.
Ödeyemez bu ulus sana borcunu,
Silinmez bu ulusun kalbinden adın.
Ahmet ALTÜMSEK
MUSTAFA KEMAL
Mustafa Kemal’i gördüm düşümde,
Daha, diyordu.
Uğruna şehit olasım geldi hemen,
Sabaha diyordu.
Al bir kalpak giymişti, al,
Al bir ata binmişti al,
Zafer ırak mı dedim,
Aha, diyordu.
O GELİYOR
Yıl 1919
Mayıs'ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz'i yırtar ?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu'ndan gülerek doğan güneş.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz'i yırtar ?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu'ndan gülerek doğan güneş.
Yıl 1919
Mayıs'ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.
Mayıs'ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.
Yıl 1919
Mayıs'ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi ?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.
Mayıs'ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi ?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.
O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel !
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel !
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel !
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel !
Celal Sahir EROZAN
MUSTAFA KEMAL'İ DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri...
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri...
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyorlar zaferden zafere...
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı!
Yine bizimle beraber her yerde.
Yaşıyor dört köşesinde vatanın
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal'i düşünüyorum:
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.
Uykularıma giriyor her gece.
Elllerinden öpüyorum.
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyorlar zaferden zafere...
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı!
Yine bizimle beraber her yerde.
Yaşıyor dört köşesinde vatanın
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal'i düşünüyorum:
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.
Uykularıma giriyor her gece.
Elllerinden öpüyorum.
Ü.Yaşar OĞUZCAN
MUSTAFA KEMAL GİBİ
Mustafa Kemal’in elinde
Bir bayrak olmalıyım,
Türkiye için dalgalanan.
Mustafa Kemal’in dilinde
Bir türkü olmalıyım,
Türkiye için söylenen
Mustafa Kemal’in izinde
Mustafa Kemal olmalıyım
Türkiye için can veren
ARİF HİKMET PAR
DESTAN
Gücüm yetse keşke yazsam bir destan
Okunsa istekle nihayete dek
Başımızda her gün O Başkumandan
Metnini söylerim kıyamete dek
Onunçün açılır sümbül menekşe
Cihanda adını söyler her köşe
Nüfuzu yürüdüğü dağ ile taşa
Metnini söylerim kıyamete dek
On yılda yüzlerce yılı aştırdı
Şanlı geçmişleri deşti deştirdi
Okuyup yazmayı kolaylaştırdı
Metnini söylerim kıyamete dek
Varsın geçsin benim yaşım yetmişi
Son on yılda gördüm en büyük işi
İster er meydanı böyle er kişi
Metnini söylerim kıyamete dek
Geçit tünel oldu her çeşit kaya
Şimdi trendeyiz yürüdük yaya
Dünya imreniyor Gazi Paşa’ya
Metnini söylerim kıyamete dek
Sohbetinin doyum olmaz tadına
Odur haklarını veren kadına
Aşık Hasan derler benim adıma
Metnini söylerim kıyamete dek
Arık toprağa yaslanı yaslanı
Sığır güderken yazdım ben bi destanı
Nasıl methedeyim böyle aslanı
Metnini söylerim kıyamete dek.
AŞIK HASAN
MUSTAFA KEMAL
Seni uzak,
Şenlikli bir kına akşamı gibi hatırlamak,
lafını etmek istiyorum.
Sen bu toprakta doğdun.
Bu toprağın kadınları
Sana süt emzirdiler.
Sen bu toprakların masalını dinledin
ve bu toprakların nehri ırkağı,
kırk başlı devleri, düşüne girdiler.
Baban
bir kayısı ağacı dikti bahçene.
Her sene,
yeni şarkılarla, bakımlarla
kayısı büyüdü sen büyüdün.
Belki bir sabah, bir akşam,
yine böyle bir söğüdün
dibinde,
duydun ilk toprak aşkını,
el uzattın ilk çocukluk arkadaşına!
Gözlerin,
lacivert ışığını,
bu çınarın dibinden
üstünde mavi bir yelpaze gibi gördüğün,
bu göğün
parıltısında aldı.
Değil ilk ninni ilk bakışların,
İlk giydiğin çocukluk esvaplarında
nakışların
ve pabuçların bile
izi kaldı
üzerinde
Eğer seni seviyorsam,
bu senin
benim toprağımda doğmuş olmandandır.
Dal budak saldı kaysı.
ninniler değişti.
Kocaldı türküler.
Yeni şarkılarla
yeni insan adımlarıyla
değişti yer
Günler geçti
anamın kalburundan dökülen un gibi,
sen de geç kız oldun onun gibi.
Ve ben ki bu toprakta büyüdüm.
ve bu topraktan yeşeren
Yeni şarkılarla ışıkların çocuğuyum,
eğer seni seviyorsam,
bu senin,
bi ışıklarla şarkıların çocuğu olmandandır.
Nişanlım olacaksın!
Başından dökeceğim,
avuçlayınca,
altında en tatlı düşü gördüğün
yıldızları
Nişanlım olacaksın;
sana çiçek
getireceğim,
Sonra,
Bir bağ ve portakal mevsimi gibi
geçince anlarımız,
arkada kalanlarımız,
bize bizim konuştuğumuz dille
“öldü” diyecekler.
Ben benim dilimle konuşanları seviyorum;
ve eğer seni de seviyorsam,
bu senin benim dilimle konuşmuş olmandandır.
Kanımda, kafanda, gözlerinde
sen bu toprağı, bu denizi, bu gökleri taşıyorsun!
Ve yine sen,
benim kanımda, kafamda gözlerimde
bu yerin rengi, sesleri, masallarıyla yaşıyorsun!
Yaşayacaksın!
egitimevreni.com
PAYLAŞ
0 Yorum
Yorum Gönder