Hanehalkı Bütçe Araştırması Eğitim ve Sağlık
Hanehalkı bütçe araştırmasına göre 2012 yılında insanlar gelirinin yaklaşık dörtte birini konut edinme veya kira giderleri, beşte birini de gıda için harcanmış. Ancak burada en çarpıcı durum gelir düzeyi yükseldikçe bu harcamalar da yükseliyor ama bütün içindeki oranı da düşüyor.
Eğitim için yapılan harcama ise yok denecek kadar az olarak yorumlanıyor. Yüzde 2.3. Sağlık harcamalarının oranı ise yüzde 1.8 olarak belirtilmiş. Bu oranlar aslında bir bakıma çok yüksek bir oran. Sağlık ve Eğitimin kamusal ve parasız olması ilkesi düşünüldüğünde 1000 TL'lik gelirin yaklaşık 40 TL'sini eğitim ve sağlığa harcaması eğitim ve sağlıktaki özel kurumların etkisini gösterirken devletin temel görevi olan eğitim ve sağlık alanından elini çekmeye başladığının bir göstergesi sayılabilir.
Eğitim ve sağlık temel insan hakkı sayıldığı için bu hakların insanlara ulaştırılması devletlerin temel görevleri arasında sayılmaktadır. Devletin sağlık ve eğitimi nitelikli ve kolay ulaşılabilir olarak sunma görevini başka kişilere devretmesi, hanehalklarının gelirlerinden eğitim ve sağlığa ayırdığı payın artması demektir.
2012 yılında kentsel yerlerde 2 bin 642 TL kişi başına aylık ortalama harcama değeri düşerken bu pay kırsal yerlerde 741 TL olarak belirlenmiştir. Kırsal kesimdekiler 741 TL'lik gelirin yaklaşık yüzde 4'ü ücretsiz olması gereken eğitim ve sağlığa ayrılıyor. (Diğer teknik ve ince hesap kısmı ayrı tutarak) kentsel kesimdekilerin gelirlerinin yüzde 4'ü ile karşılaştırdığımızda ortaya çarpık bir durumun çıkacağı, parasız olması gereken bu hizmetlerin insanlar arasında nasıl bir eşitsizliğe yol açacağı rahatlıkla görülebilir.
Kırsal alanda yaşayan insanların eğitim için ayırdığı pay muhtemelen dersanelere akmaktadır. Kentsel kesim için bu giderlere özel okul ve üniversiteleri ekleyebiliriz.
Kentsel kesimde yaşayanlar beslenme için gelirlerinden yaklaşık 450 TL (en az) harcarken, kırsal kesimde bu rakam en fazla 250 TL olarak gerçekleşmektedir araştırmaya göre. Bu sonuç bize başka bir çarpıklığı göstermektedir. Bu çelişkiyi "milli gelirimiz kişi başı 10 bin dolar oldu." gibi söylemler ne derece açıklar bilinmez.
Araştırmanın diğer bir sonucu ise Temel gelir kaynağı maaş, ücret, yevmiye geliri olan hanehalkları gıda harcamalarına yüzde 17.9 oranında pay ayırırken, temel gelir kaynağı emeklilik geliri olan hanehalklarının harcamalarının yüzde 24.4'ü gıda harcamalarından oluştu. Konutla ilgili harcamalara ayrılan payın en yüksek olduğu hanehalkları yüzde 35 oranı ile temel gelir kaynağı diğer karşılıksız transfer geliri olan haneler iken yüzde 23.3 oranı ile en düşük payı ayıran hanelerin ise temel gelir kaynağı müteşebbis geliri olan hanehalkları olduğu görüldü. Temel gelir kaynağı emeklilik geliri olan haneler eğitime yüzde 1 oranında pay ayırırken temel gelir kaynağı gayrimenkul ve menkul kıymet geliri olan hanelerin eğitim harcamaları oranı yüzde 6.4 oldu.
Eğitim için yapılan harcama ise yok denecek kadar az olarak yorumlanıyor. Yüzde 2.3. Sağlık harcamalarının oranı ise yüzde 1.8 olarak belirtilmiş. Bu oranlar aslında bir bakıma çok yüksek bir oran. Sağlık ve Eğitimin kamusal ve parasız olması ilkesi düşünüldüğünde 1000 TL'lik gelirin yaklaşık 40 TL'sini eğitim ve sağlığa harcaması eğitim ve sağlıktaki özel kurumların etkisini gösterirken devletin temel görevi olan eğitim ve sağlık alanından elini çekmeye başladığının bir göstergesi sayılabilir.
Eğitim ve sağlık temel insan hakkı sayıldığı için bu hakların insanlara ulaştırılması devletlerin temel görevleri arasında sayılmaktadır. Devletin sağlık ve eğitimi nitelikli ve kolay ulaşılabilir olarak sunma görevini başka kişilere devretmesi, hanehalklarının gelirlerinden eğitim ve sağlığa ayırdığı payın artması demektir.
2012 yılında kentsel yerlerde 2 bin 642 TL kişi başına aylık ortalama harcama değeri düşerken bu pay kırsal yerlerde 741 TL olarak belirlenmiştir. Kırsal kesimdekiler 741 TL'lik gelirin yaklaşık yüzde 4'ü ücretsiz olması gereken eğitim ve sağlığa ayrılıyor. (Diğer teknik ve ince hesap kısmı ayrı tutarak) kentsel kesimdekilerin gelirlerinin yüzde 4'ü ile karşılaştırdığımızda ortaya çarpık bir durumun çıkacağı, parasız olması gereken bu hizmetlerin insanlar arasında nasıl bir eşitsizliğe yol açacağı rahatlıkla görülebilir.
Kırsal alanda yaşayan insanların eğitim için ayırdığı pay muhtemelen dersanelere akmaktadır. Kentsel kesim için bu giderlere özel okul ve üniversiteleri ekleyebiliriz.
Kentsel kesimde yaşayanlar beslenme için gelirlerinden yaklaşık 450 TL (en az) harcarken, kırsal kesimde bu rakam en fazla 250 TL olarak gerçekleşmektedir araştırmaya göre. Bu sonuç bize başka bir çarpıklığı göstermektedir. Bu çelişkiyi "milli gelirimiz kişi başı 10 bin dolar oldu." gibi söylemler ne derece açıklar bilinmez.
Araştırmanın diğer bir sonucu ise Temel gelir kaynağı maaş, ücret, yevmiye geliri olan hanehalkları gıda harcamalarına yüzde 17.9 oranında pay ayırırken, temel gelir kaynağı emeklilik geliri olan hanehalklarının harcamalarının yüzde 24.4'ü gıda harcamalarından oluştu. Konutla ilgili harcamalara ayrılan payın en yüksek olduğu hanehalkları yüzde 35 oranı ile temel gelir kaynağı diğer karşılıksız transfer geliri olan haneler iken yüzde 23.3 oranı ile en düşük payı ayıran hanelerin ise temel gelir kaynağı müteşebbis geliri olan hanehalkları olduğu görüldü. Temel gelir kaynağı emeklilik geliri olan haneler eğitime yüzde 1 oranında pay ayırırken temel gelir kaynağı gayrimenkul ve menkul kıymet geliri olan hanelerin eğitim harcamaları oranı yüzde 6.4 oldu.
PAYLAŞ
0 Yorum
Yorum Gönder